Kayseri Anatomisi yazımızdan sonra patolojisiyle devam ediyoruz. Kayseri deyince patolojiye dair birçok şey yazılabilir. Bu sebepten bu yazıyı biraz da eleştiri yazısı mahiyetinde yazacağım. Öncelikle Kayseri’nin kültür yapısına bakmak gerekir. Zira bu yapı, bu şehir ve insanları hakkında önemli ipuçları veriyor. Bir İç Anadolu şehri olmasıyla Kayseri, elbette ki muhafazakar bir şehir. Aslen ”muhafazakar” sıfatı sadece dini bağlamda bir şeyi ifade etmez. Günümüz Türk toplumu bunu böyle anlamış vaziyette. İşin özünde ”muhafazakar” demek; geleneklerine, göreneklerine, kültürüne ve tabii olarak kendi kültürü olan dinine sahip çıkmak demek. İşte Kayseri’de tam anlamıyla bu şekilde bir muhafazakar. Kayseri gelenekleri ve görenekleri, bir Kayserili için çok şeyi ifade edebilir.
![]() |
Kayseri Dışarıya Biraz Kapalı Bir Toplum
Kısaca gelenekçi yapısı dolayısıyla da kendi kültüründen olmayan şeylere biraz kapalı bir toplum. Tabii ki toplumlar zamanla değişime uğrar. Tabiri caizse devamlı modaya uyarak evrilir. Kayseri gerek şehir olarak büyüklüğü gerek barındırdığı üniversitelerle işin özünde değişime daha açık olmalı. Ama burada başka bir şey devreye giriyor. Bir toplumu, haliyle o toplumun önde gelenleri yönetir. İşte Kayseri’nin yöneticileri de muhafazakar Kayserili ailelerden. Doğal olarak şehir dediğinizde aklınıza gelebilecek her şey, bu yöneticilerin elinde şekilleniyor. Üniversitelerin büyük öğrenci popülasyonu bu şehirde bir şeyleri maalesef değiştiremiyor. İnanır mısınız Kayseri’de 2-3 tane bar ancak vardır. (Burada herhangi bir alkol güzellemesi yapmıyorum. Hele bir tıp öğrencisi olarak bunu zaten yapamam.)
Tabi sırf yöneticiler muhafazakar diye Kayseri bu kadar değişmez bir şehir değil. Bunun haricinde toplum düzeyinde de çok ilginç bir gerçek var. Türkiye’nin başka bir şehrinde var mıdır bilmiyorum ama eşine az rastlanır olduğu bir gerçek: Kayserili’de kendi içinde ikiye ayrılır. Kayseri’nin yerlisi( Kayseri ağzıyla yirli) ve de Kayseri’nin köylerinden diğer insanlar. Kayseri’de bu ayrım o kadar korkunçtur ki iki taraftata birbirini sevmez. Menşesi köye bağlı insanlar, Kayseri’nin yerlilerini zengin, bencil, cimri görür. Kayseri’nin yerlisi de diğerlerini küçümser. İşte bu ayrım da toplum içerisinde manevi bir ayrıma sebep olmuş durumda. Fakat bu o kadar büyük bir ironi ki Kayseri’nin yerlileri aşırı gelenekçi iken diğer halk değişime daha kolay ayak uyduruyor.
![]() |
Eğlenebilme deyince tabi ki toplumun gençlerine bakmak lazım. Yani y neslinin son yarısına ve z nesline. Kayseri’nin x nesli yani 35 yaş ve üzeri insanlar kendi hallerinden memnunlar. Zaten çocukluklarını geleneklerin daha ön planda olduğu bir zamanda geçirmişler. Onlara göre Kayseri’de bar olmaması, eğlence mekanının az olması, gece hayatının olmaması gayet normal.
Kayseri’de Akşam Oturmaları
Gece hayatı diyince hemen burada parantez açmak isterim. Kayseri’de akşam oturmaları denen bir durum vardır. Birbirini tanıyan 5-6 aile aynen altın günü gibi bir program yaparlar. Ve bu akşam oturmaları da aynen altın günleri mekanizmasıyla işler. Bana kalırsa x neslinin gece hayatı budur. Buna alışmışlardır. Kayseri’nin 35 yaş üzerinde insanlarından akşam oturması yapmayan insan sayısı inanın çok azdır. Şimdi gelelim y ve z nesline. Bunlar da 1990 ve sonrasında doğan insanlardır. Teknoloji çağının çocuklarına göre böylesi ”akşam oturmaları” elbette ki çok sıkıcıdır. Onlara göre dışarıya açılmak gerek. Sosyalleşmek gerek. Kayseri bunu sunamadığı için de gençler maalesef Kayseri’de yapacak bir şey bulamıyor.
![]() |
Yukarda bahsettiğim muhafazakarlık haliyle gençlerde de var. Ve alıcısı olmayan bir mal nasıl satılamazsa müşterisi olmayacak eğlence mekanları da olamaz. Kayseri’de paralı bir özel müze, opera, gece kulübü vb. haliyle olamaz. Kayseri’de gençlerin en çok takıldığı mekan Talas. Koca Talas’da kafeden başka hiçbir şey bulunmuyor. 🙁 Burada bahsedilecek daha birçok şey var. Kafa yapısı, sosyo-kültürel durum. Fakat bunlar konuyu sosyolojiye çevireceği için bunlara girmiyorum. Olabildiğince şehirle olan bağlantıyı anlatmaya çalıştım.
Kayseri’de Acilen El Atılması Gereken Bir Konu, Yemek Kültürünü Doğru Yaşatamama
Son olarak küçük küçük bazı şeyler ekleyeyim. Kayseri’de doğru bir yemek kültürü yok. Sokaklarda hep tavuk dürüm satılır. Kimse et dürüme para vermez. Dışarıya çıktığınızda ucuz yollu yiyeceğiniz şeyler kısıtlıdır. Onun haricinde Kayseri’nin kendi lezzetleri de Kayseri’de hakkıyla yapılmaz. Yapılan yerler de pahalıdır. Hal böyle olunca da gerçekten güzel olan Kayseri yemek kültürü, hakkıyla tanıtılamıyor, yaşatılamıyor.
![]() |
Kayseri’de tarihi yerler çok fazla ama belediye bunları da doğru tanıtamıyor. Doğru kullanmıyor. Onun haricinde bu tarihi yerler görülmek için gezi severleri bekliyor.
Kayseri patolojisi yazısını böylece bitiriyorum. Bir sonraki başka şehir anatomi, pataloji yazısıyla görüşmek üzere..